2 ayı geride bırakan deprem felaketi: Bir daha yaşanmaması için bilim ihmal edilmemeli
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 6 Şubat’ta meydana gelen, 11 ilde yıkıma, onbinlerce can kaybına neden olan ve tüm Türkiye’yi derinden etkileyen depremlerin üzerinden iki ay geçti. Sarsıntı bölgesindeki illeri kapsayan çevre düzenleme planları ile ilgili bugüne kadar 10’a yakın dava açan TEMA Vakfı, emsalsiz afetlerin yaşanmaması için bilimsel gerçeklerin ve planlama ilkelerinin asla göz ardı edilmemesi gerektiğini bir kez daha hatırlattı.
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, depremin etkilerinin bu kadar büyük olmasının en önemli nedenlerinden birinin tarım arazileri ile yapılaşmaya uygun olmayan alanların kentsel gelişime açılması olduğunu vurgulayarak, “Bu yumuşak zeminler üzerinde yapılaşmalar yapılıyor. dayalı araziler, üstün kamu yararı ve şehircilik ilkelerine aykırı olarak, afetin boyutlarını artırmıştır.Dönen depremlerin acı sonuçlarında elbette müteahhit hatası, mühendislik hatası, eksik veya kötü ekipman seçimi etkilidir. yapıların yıkılarak bir afete dönüşmesine neden olmuştur.Tüm bu etkilere ek olarak planlama temellerine uymayan kentsel gelişim alanlarının yıkımı, hatalı arazi kullanım kararları ile depremler arasındaki ilişkiyi daha net ortaya çıkarmıştır.Ülkemizde yaşanan bu afet yakından takip edilmektedir. arazi kullanımlarının bilimsel kriterlere ve şehircilik unsurlarına uygun olarak planlanmamasıyla ilgilidir.
TEMA Vakfı deprem bölgesinde yaklaşık 10 dava açtı.
TEMA Vakfı olarak tüm çevre düzenlemelerinin kamu yararına ve şehircilik ilkelerine uygun olarak yapılması için çalıştıklarını bir kez daha hatırlatan Deniz Ataç, “Bu kapsamda onaylanan tüm çevre düzenlemesi ve değişiklikleri takip edilerek gerekli itirazlar yapılmaktadır. kurumlara bildirilmekte ve ihlallere karşı davalar açılmaktadır. Deprem bölgesinde bu planlar üzerinden geliştirilen mekansal kararlara bakıldığında, alınan kararların ne yazık ki sağlıklı yaşam alanları oluşturmak yerine ‘yapım odaklı büyümenin bir aracı’ haline geldiği görülmektedir.”
Ataç, Vakfın deprem bölgesindeki ve bazı illeri kapsayan çevre sistem planları ve üzerinde yapılan değişikliklere karşı 10’a yakın dava açtığının altını çizerek, “Bu davalardaki itirazların başında; Planlamanın en temel ilkeleri ihlal edilerek dere yatakları, su seviyesi yüksek araziler ve tarım alanlarının kentsel gelişime açılması gündeme gelmektedir. Şubat ayında yaşadığımız afetle yapılaşmaya açılmaması konusunda uyarılan bu alanlardaki toprak kalitelerinin sadece tarım sektörüyle değil, depremle de ilişkisi çok acı bir şekilde ortaya çıktı.
Hatay Amik Gölü’ndeki havalimanı projesi yargı kararlarına rağmen faaliyete geçti
TEMA Vakfı’nın açtığı davalardan birinin deprem sonrası hasar gören Hatay Havalimanı’na ait olduğunu belirten Ataç, dava süreci hakkında bilgi vererek, “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunun olumlu yönden iptali için” dedi. Kuruyan Amik Gölü’nün üzerine yapılacak havalimanı projesinin bir parçası” dedi. 2001 yılında TEMA Vakfı tarafından dava açıldı. Dava kapsamında 2003 yılında bilirkişi raporu düzenlendi. Raporda; ÇED raporunda jeolojik özelliklerin verildiği ancak 1. derece deprem kuşağında olan havalimanı için sismisite çalışmalarının yapılmadığı ve bu konuda alınması gereken önlemlerin raporda belirtilmediği belirtildi. Adana İdare Mahkemesi’nde sismik etki çalışmasının da yer aldığı ÇED belgesinde eksiklikler olduğu için dava TEMA Vakfı lehine sonuçlandı ve karar Danıştay tarafından kesinleşti. Ancak tüm uyarılara rağmen aynı proje için bakanlık tarafından yeni bir ÇED süreci başlatıldı. Yetersiz bir bilirkişi raporu çıktı ve TEMA Vakfı’nın tüm itirazlarına rağmen mahkemenin bu rapor doğrultusunda verdiği karar havalimanı inşaatının önünü açtı.”
Doğa olayları insan hatalarıyla felakete dönüşüyor
“Sonuç olarak deprem, sel gibi doğa olayları elbette önlenemez. Ancak bu doğa olaylarının insan hatalarıyla felaketlere dönüştüğünü de unutmayalım. Dolayısıyla bilimsel veriler ışığında alınacak kararlarla bu olayların yıkıcı etkileri azaltılabilir veya kontrol altında tutulabilir” diyen TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı, “Yaşadığımız son felaket bir kez daha acı bir şekilde gözler önüne sermiştir. bilimsel gerçeklerin ve planlamanın temellerinin asla göz ardı edilmemesi gerektiğidir. TEMA Vakfı olarak verimli tarım arazilerimizin ve yerleşime uygun olmayan alanların açık kalmaması için hassasiyetle çalışıyor, doğa olaylarının afete dönüşmemesi için uyarılarımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın yakınlarına ve ülkemize bir kez daha başsağlığı diliyor, tüm yaralılara ve depremden etkilenen herkese geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Onbinlerce canımızı kaybettiğimiz bu felaketin son bulmasını temenni ediyoruz.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı